varmak

varmak
-ır -e
1. 来到, 到达, 抵达: Tren beş saat sonra Ankara'ya varacak. 火车5小时后到达安卡拉。
2. 到达; 达到某种程度、限度; 活到: Şimdi yolun yarısına varmıştır. 现在他已走了一半路程。Yaşı elliye vardı. 他已到50岁了。Bugünkü masrafı yüz bin liraya vardı. 他今日的开销达10万里拉。
3. 使产生, 使达到; 造成, 导致(某种不良后果); 以某种形式(方法)了结: fenaya \varmak 结果很坏, 后果不好 Bu iş nereye varacak? 此事会有什么结果呢?Bunun sonu iyiye varmaz. 此事不会有好结果。İş dövüşmeye kadar vardı. 事情导致了相互撕打。
4. 了解, 深知, 认识到, 意识到; 明白, 懂得: sırrına \varmak 深知某人的秘密 tadına \varmak 懂得妙处, 仔细品尝; 欣赏, (能够)体验乐趣
5. (或 kocaya \varmak) 出嫁
6. 愿意, 能够, 想, 敢于: eli varmamak 不愿做, 不会干 dili varmamak 不想说(伤害人的话), 难以启齿
7. 进入(某种状态): secdeye \varmak 俯首在地, 磕头, 叩头, 跪拜 uykuya \varmak 入睡, 睡着
8. 达成, 达到: anlaşmaya \varmak 达成协议 görüşbirliğine \varmak 达成观点一致
◇ var (或 varın, varsın, varsınlar) 1) 让, 叫, 听凭; 好吧, 行, 得了, 就这样吧, 随他去(表示让步、容许、同意); 如果您(你)愿意的话: Var, bildiğini yap. 你愿意怎么做你就怎么做好了。Varsın, gelmesin. 如果他不愿意, 就让他不要来了。 2) 算一算, 比一比: Varayım gideyim. (表示经过踌躇拿定主意干什么)我就去吧。varıncaya kadar 直到…为止 vara vara 1) 渐渐地, 逐渐地, 一点一点地 2) 至多, 最多, 充其量, 至多不过
◆ Vardığın yer körse gözünü kapa. 与狼为伍学狼嚎; 近朱者赤, 近墨者黑。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • varmak — e, ır 1) Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak Köye akşama doğru ancak varabildim. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir duruma veya düzeye gelmek Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı. 3) Hoş olmayan bir sona ermek Beni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşünceye varmak — bir görüşe veya karara varmak, bir inanca ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anlaşmaya varmak — bir konuda birisiyle anlaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilincine varmak — anlamak, kavramak İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır. A. Cemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • künhüne varmak — (bir şeyin) bir şeyin özünü, aslını anlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanıya varmak — belli bir kanı edinmiş olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • secdeye varmak (veya kapanmak) — secde etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yargıya varmak — karşılaştırma ve değerlendirme yaparak bir sonuca ulaşmak, anlam vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sevincinden ağzı kulaklarına varmak — çok sevinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görüş birliğine varmak — farklı görüş ve düşüncelerden sonra aynı görüş ve düşünceye ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kocaya varmak — kız, kadın evlenmek On üç yaşındayken altmış altı yaşında bir kocaya vardığı için izdivaç denen şeyden nefret etmişti. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”